İlk gördüğünüzde Anıtkabir’in sade ama dikkat çekici mimarisi sizi cezp edecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı miras yadsınamaz, O’nun liderlik vasfından etkilenmeyen kimse yoktur. Ankara’nın en önemli özelliklerinden bir olan anıt mezar yıl içerisinde milyonlarca ziyaretçiyi karşılıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olan Atatürk devrimleri ile tüm dünyada bilinmekte ve saygı duyulmaktadır.

Küçük bir hatırlatma yapalım; ölümünün 69. yıldönümünde, 550.000’den fazla insan, saygı ve minnet işareti olarak Anıtkabir’i ziyaret etti.

Türkiye’nin en dikkat çekici modern mimarlık örneklerinden biri olan Anıtkabir, ülkenin başkenti Ankara’da bir tepenin üzerinde yapılandırıldı. Türk mimar Emil Onat tarafından tasarlanan karmaşık, 1944 ve 1953 yılları arasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün son dinlenme yeri olarak inşa edildi.

Bina bitmeden önce, Atatürk’ün naşı Ankara Etnografya Müzesi’ne yerleştirildi. 10 Kasım 1953’te ölümünün 15. yıldönümünü anma sırasında naaş ebedi istiharahanesine taşındı.

Ankara ziyaretçileri için bina hem 20. yüzyılın ortalarından kalma mimarisinin en seçkin örneklerinden biri hem de Atatürk’ü ve cumhuriyetin doğuşunu onurlandıran önemli bir simge.

Anıtkabir’e Giriş

Kapadokya’nın volkanik tüf kayalarından yapılan duvar toprak rengidir. 33 merdivenin ardından İkiz Kurtuluş Kuleleri ile Bağımsızlık yolu arasında 260 metrelik Şeref Yolu’na çıkıyor. Bu 30 metre genişliğindeki alanın her iki tarafında, Türkiye’nin Osmanlı gelenekçiliğinden Atatürk Cumhuriyetinin modernliğine geçişini temsil eden üç kadın ve üç erkek figüründen oluşan heykel grupları bulunmaktadır.

Bulvarın en ucunda, Avluya giriş; Türk ordusunu ve ulusal hakların savunmasını simgeleyen iki kule ile korunuyor. İç bahçe sütunlu binalar tarafından sarılıyor, aynı zamanda barış, zafer, devrim ve cumhuriyet anlamına gelen her köşede farklı kuleler vardır.

Avlunun doğu tarafındaki sütunlu salon, Atatürk’ün kişisel etkilerini de içeren ilginç bir hatıra ve hatıra koleksiyonu görebileceğiniz Atatürk Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Kıyafet ve mobilyalarını ve kütüphane koleksiyonunu görüntüler… Güney taraftaki yapı, Türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün mezarına aittir.

Anıtkabir Gezisine Devam Edelim

Avlunun kuzey tarafında lahit bulunmaktadır. Tamda Atatürk’ün isteyeceği şekilde Osmanlı döneminin süslemeli mimarisinden uzak sade bir mimari yapıdır.

Gezginlerin ülkedeki diğer tarihi yerleri gezerken karşılaşacaklarının aksine 33 basamaklı anıtsal bir merdivenle ulaşılan 55 metre genişliğindeki ve 21 metre yüksekliğindeki bina avlunun büyüklüğü süslemeyi gereksiz kılar.

Platform terasının her iki tarafında, kabartmalar Kurtuluş Savaşı sahnelerini yansıtırken, üzerlerinde sonsuz alevler yanıyor. Yazıt, türbenin girişini çevrelemektedir. Sağda, Atatürk’ün Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümünde verdiği büyük konuşmadan bir alıntı. Solda, Türk gençliğine duyduğu heyecan ile yazdığı bir Gençliğe Hitabe yer almaktadır.

Arkada, salonun içinde, yaldızlı bir tavan ve ayrıntılı ön korkuluğu olan bir niş içinde, Cumhuriyetin kurucusunun 40 tonluk mermer lahiti yer almaktadır.

Anıtkabir gezisi için turlardan yararlanmanızı öneririz. Gurup halinde çıkacağınız gezi sizi diğer kişiler ile birlikte daha fazla heyecanlandıracak ve milli duygularınızı uyandıracaktır.

Okullardan organize olarak gelinebilen Anıtkabir, Atatürk’ün mirasının önemli bir kanıtıdır. Anıtkabir’de bekleyen askerler ise anıta ayrı bir ruh katıyor.

Yapılan araştırmalar her yıl ziyaretlerin arttığını gösteriyor. 11 Milyon’un üstünde ziyaretçi alan Anıtkabir, Ankara’nın yerel ve yabancı turist potansiyeline de katkı sağlıyor.

Ankara’ya bir gezi düzenleyecekseniz size önerimiz mutlaka bu sade ama heybetli yapıyı görmeniz yönündedir. Sadece mimarisi için bile gezi planlamanıza alabilirsiniz.

Kuşkusuz, Ankara’nın en önemli yerlerinden biri olan Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarını kesinlikle çarpıcı bir mimarlık eseridir. Ve sonra e ücretsiz giriş olan güzel Barış Parkı’nı ziyaret edin.

Yorum Yazın