Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alan Assos tarihi dokusu, sakinliği ve bol oksijenli atmosferi ile en şirin tatil beldelerinden biridir.  Edremit Körfezi’nin kıyısında bulunan Assos, Midilli Adası’nın tam karşısında yer alır. Antik Dönem de en önemli yerleşim alanlarından biri olan Assos andezit kayalıkları üzerine kurulmuştur. Bu bölgede yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda Assos’un tarihinin Tunç Çağı’na kadar uzandığı tahmin ediliyor. M.Ö.  7. Yüzyılda Aiol kolonileri tarafından geliştirilmiş M.Ö. 6. Yüzyılda Lidyalıların hâkimiyetine geçmiştir. M.Ö 5. Yüzyılda ise Atina Birliği’ne dâhil edilmiştir. Bu kent Bergama krallığı ve Roma hâkimiyeti ile fazlasıyla güçlenmiştir.  Roma döneminde oldukça çok gelişen Assos, Anadolu’da Hristiyanlığı en erken kabul eden kentlerden biri olmuştur.

Assos evler

Assos Hakkında Her Şey

Assos, limanı ve surlarla çevrili şehri ile iki kısımdan oluşmaktadır. Her ne kadar bir liman kenti olsa da Assos şehri kıyıdan 250 metre uzaklıkta Ege’ye nazır tepede kurulmuştur. Behramkale, Assos Antik Kenti surlarının girişinde yer alıyor ve ören yeri ile iç içe geçmiştir. Bölge halkı dâhil herkes neden Assos ismini kullanıyor?

2000 yıl önce felsefeyle ilgilenen insanların yaşadığı Assos, filozof Aristo’nun burada evlenmesine neden olacak güzellikte bir cennettir. M.Ö. 365 yüzyılında yapılan bir savaşta Assos’ta Banker Euboulos’un eline geçmiştir. Euboulos’tan sonra onun kölesi ve Platon’un öğrencisi olan Hermias, Assos’un başına gelmiştir.

Aristo’yu Assos’a davet eden kişi Hermias,  Aristo’nun Atina’daki felsefe okulu Akademia’dan sınıf arkadaşıdır.  Davet ile Assos’a gelen mantık biliminin babası olarak bilinen Aristo, kralın dünya güzeli kız kardeşi Pythias’a âşık olur ve kentten ayrılmasına rağmen bir türlü aklından çıkaramaz. Bunu öğrenen Hermias, Aristo’nun Assos’ta bir felsefe okulu kurması şartıyla beraber kız kardeşiyle evlenmesine izin verir. Böylelikle Aristo Assos’ta bir felsefe okulu kurar. Felsefe için değerli olan filozofun bizim içinde değeri büyüktür. Bu konunun üzerine birazcık da Assos’ta gezilecek yerlerden bahsedelim.

Behramkale

Behramkale

Ayvalık ve Kafdağları rotasında seyahat edenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden Assos Antik Kenti keşfine başlamak için ilk durak Behramkale köyüdür. Az bozulmuş dokusuyla ziyaretçilerine zamanda yolculuk yaptıran köy, 5 bin yıllık antik kente en yakın yerleşim yeridir. Tarihi evlerden oluşan köy yamaçta kurulmuş, sokak aralarında kıvrımlı patikalar ile orta çağı andıran dar sokaklarda dolaşıyorsunuz. Antik kentin surları içinde yer alan Behramkale, yılın dört mevsimi yabancı ve yerli turistlere de ev sahipliği yapmaktadır.  Yöreye özgü kızıl andezit taşından yapılmış taş evlerinin çoğu restorana ve pansiyona dönüşmüştür.

Assos antik kent

Agora

Antik dönemde şehirle alakalı, dini, ticari, politik her türlü faaliyetin gerçekleştiği tüm kamu binalarının çevresinde sıralandığı, halka açık geniş alanlarının genel ismi Agora’dır. Aynı zamanda kent merkezi yerine de geçer. Akropol ’ün güney yamacında bulunan Agora, M.Ö. 2. Yüzyıla kadar uzanan kalıntıları ile gözle görülebiliyor. Sonrasında kiliseye dönüştürülen Assos Agorası hakkında benzersiz planı hakkında ne yazık ki detaylı bilgi yoktur. Genellikle agoralarda bulunan güneş ve yağmurdan korunmak için inşa edilen üstü örtülü galeriler, stoa olarak isimlendirilmektedir. Assos’ta ise biri güneyinde biri de kuzeyinde olmak üzere iki farklı stoa yer almaktadır.  Bu stoalar zamanında hamam, dükkân ve sarnıç olarak kullanılıyordu.

Athena tapınağı

Athena Tapınağı

Ören yerindeki en önemli kalıntı Tapınağı ve şahane gün batımı ile Assos’a gelenlerin hayranlıkla izlediği bir noktaya kurulmuştur. Yunan mitolojisinde üretici zekânın ve adaletli savaşçıların tanrıçası olan Athena( Minerva) adına inşa edilmiştir. Assos Athena Tapınağı, M.Ö. 530’da Akropol ‘ün en yüksek yeri olan 236 metrede kuruludur. İki basamaklı podyumun günümüze kadar ulaştığı tapınak çevresinde yapılan kazılarda Helenistik dönem çakıl mozaik döşemeleri ile sunak daha sonrasında kaybolmuştur. Tapınağın kabartmaları Paris, İstanbul ve Baston arkeoloji müzelerinde hala sergilenmektedir.  Sütun kaideleri, dorik başlıkları ve diğer mimari kalıntıları ise tapınağın çevresinde görebilirsiniz.

Yorum Yazın