Zonguldak denince aklınıza ilk ne geliyor? Kiminin aklına maden ocakları kiminin de leziz yemekler gelir. Ancak bu şehrin turizm anlamında büyük bir potansiyeli bulunuyor. Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri olan Zonguldak, eşsiz tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Aynı zamanda konaklama alternatifleriyle de ziyaretçilerine unutamayacakları deneyimler yaşatıyor. Siz de hem yeşile hem de tarihe doymak istiyorsanız Zonguldak’ı keşfetmeye başlayabilirsiniz!

Kozlu Ilıksu Kaplıcası

Kozlu beldesine bağlı Aşağıçayır Köyü sınırlarında konumlanan Ilıksu Kaplıcası, özellikle yaz aylarında yoğun ilgi görüyor. Ilıksu Kaplıcası’nda su sıcaklığının ortalama 27 derece olduğu belirtiliyor. Bu termal su kaynağının birçok hastalığa iyi geldiği düşünülüyor. Yöre insanlarının yanı sıra çevre illerden gelenler de Ilıksu Kaplıcası’nda; eklem, bel ve sırt ağrısı gibi çeşitli hastalıklara şifa arıyorlar. Burada herhangi bir tesis bulunmuyor. Bu nedenle bölgeyi ziyaret etmek isteyenlerin hazırlıklı gitmesi gerekiyor. Dilerseniz kaplıca ziyaretinizden sonra tertemiz suyuyla ünlü olan Ilıksu plajında zaman geçirebilirsiniz.

Tieion Antik Kenti

M.Ö. 6. yüzyılda kurulan Tieion Antik Kenti, Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde bulunuyor. Şehir, Filyos Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü eşşiz bir alanda yer alıyor. Antik kentin ismi, şehrin kurucusu olan rahip Tios’tan geliyor. İlk kurulduğunda bir Helen kolonisi olan Tieion, sırasıyla İran, Selçuklu, Ceneviz ve Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine giriyor. Günümüzde hala devam eden kazı çalışmalarında; denize uzanan bir kale, kilise, antik liman, açık hava tiyatrosu gibi eşi benzeri olmayan buluntular gün yüzüne çıkarılmış durumda. Buradaki eserler tarihsel anlamda öyle kıymetli ki arkeologlar Tieion Antik Kenti için Karadeniz’in Efes’i benzetmesini yapıyor.

Gökgöl

Zonguldak’ın Üzülmez bölgesinde bulunan Gökgöl Mağarası, 3350 metrelik uzunluğuyla Türkiye’nin en büyük mağaralarından biri kabul ediliyor. Aktif bir damlataş mağarası olan Gökgöl, dört farklı kattan oluşuyor. Yatay bir şekilde gelişen bu mağara, ana galerisinin dışında iki büyük yan koldan meydana geliyor. Mağara, Karbonifer döneme tarihlendiriliyor ve yaklaşık 350 milyon yaşında olduğu tahmin ediliyor. Gökgöl’ün ikisi fosilleşmiş biri de aktif olmak üzere 3 ayrı ağzı bulunuyor. Fosilleşmiş ağızlardan büyük olanı, ihtişamlı yapısıyla fotoğraf severlere muhteşem görüntüler sunuyor. Gökgöl Mağarası’nın 875 metrelik bir bölümü turizm amaçlı kullanıma açık durumda. Bu alanda seyir terasları, yürüyüş parkurları ve köprüler bulunuyor.

Orhangazi Cami

Ereğli kent merkezinde bulunan Orhangazi Cami, Türkiye’deki dokuz Ayasofya Kilisesinin en eskisi olma özelliğini taşıyor. 1600 yıllık geçmişiyle tarihe ışık tutan bu cami, 430’lu yıllarda Roma İmparatoru II. Theodosius tarafından kilise olarak inşa ediliyor. 1300’lü yıllarda Osmanlı padişahı Orhan Gazi’nin Ereğli bölgesini fethetmesiyle bu yapı camiye dönüştürülüyor. Orhangazi Cami, geçtiğimiz yıllarda büyük bir restorasyondan geçse de yapının duvarlarında hala eski Roma alfabesiyle yazılmış yazılar görülebiliyor. Eğer gezi planınıza Orhangazi Camisini dahil ettiyseniz aynı bölgede bulunan Ereğli Müzesi’ni de mutlaka görmelisiniz. Ereğli Müzesi, Halil Paşa Konağı olarak bilinen 3 katlı bir binada hizmet veriyor. Sizi tarihte uzun bir yolculuğa çıkarak olan bu müzeyi ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilirsiniz.

Zonguldak’ın gezilecek yerleri sadece ismi geçen yerlerle sınırlı değil. Zonguldak geziniz sırasında rotanızı genişletmek istiyorsanız; Kent Ormanı, Maden Müzesi, Fetih Çınarları, Cehennemağzı Mağaraları, Harmankaya Şelaleleri ve Kapuz Plajı gibi yerleri de ziyaret edebilirsiniz. Bu eşsiz şehir, sizi Ege bölgesi yerine Karadeniz’i seçtiğiniz için asla pişman etmeyecektir!

Zonguldak’ı gönlünüzce keşfetmek için Holimax’ın kullanıcı dostu web sitesinden otel araştırmaları yapabilir, avantajlı fiyatlarla otel rezervasyonu yapabilirsiniz.

Yorum Yazın