Diyarbakır şehrinin ilk bakışta en göze çarpan özelliği, uzunluğu yaklaşık 6 km olan duvarlardır. Erken Bizans ve Roma döneminden kalma büyük bazalt duvarlarıdır.
Dengbej Evi
Dengbêj Evi (Dengbêj Evi), Kürtçe Dengbêj geleneğini, şarkı söyleyen hikâye anlatımını anlatan bir sözcüktür. Kürt yaşlılar gayrı resmi gruplarda toplanıyor ve sırayla büyüleyici şekilde şarkı söyleyip ritim tutuyorlar. Yoğun şekilde Kürt kültürünün izlerini görebileceğiniz şehirde; melankolik ve özlem yüklü melodiler sizlere cesaret verecektir.
Diyarbakır Kahvaltı Evi
Bu miras konağının yeşil avlusunda harika bir kahvaltıyla büyüleyici bir Diyarbakır günü geçirebilirsiniz. Avluda her zaman bir kediye rastlayabilirsiniz. Caz ve canlı müzik eşliğinde yöresel kahvaltıyı deneyimleyin.
Hasan Paşa Hanı
Ulu Cami’nin karşısında bulunan bu 16. yüzyıldan kalma kervansaray, halı dükkânları ve kuyumcular ile alışveriş için en güzel mekânlardandır.
İç Kale
Diyarbakır’ın en göze çarpan tek özelliği, mevcut duvarları Bizans her ne kadar hüküm sürsede (MS 330-500), muhtemelen Roma döneminden kalma büyük bazalt duvar devresidir. Neredeyse 6km uzunluğunda bu duvarların Çin Seddi’nden sonra ikinci olduğu söyleniyor. Üstte veya altta yürürken, çarpıcı bir manzara sunuyor.
Ulu Cami
Diyarbakır’ın en etkileyici camisi olan yapı, 1091 yılında Selçuklu sultanı tarafından yaptırılan Ulu Cami’dir. 1155 yılında yangından sonra restore edilmiştir. Dikdörtgen düzeni, Osmanlı’dan çok Arap motifleri taşır. Aslan ve boğaya benzeyen iki madalyonla süslenmiş giriş portalı, iki katlı çarşılar, iki koni şeklinde şadırvan ( ayinle ilgili fısıltı çeşmeleri), ayrıntılı sütunlar ve meyveler ve sebzeler içeren frizlere sahip devasa bir avluya açılıyor.
Gazi Köşkü
Mardin Kapısı’nın yaklaşık 1 km güneyinde bulunan Gazi Köşkü, yaz aylarında serinleyebileceğiniz alanlardan biridir. Ev, 15. yüzyıldan Akkoyunlu Türkosmanlı hanedanı döneminden kalmadır. Bakımlı bir parkın içinde yer almaktadır.
Çarşı Konağı
Bu restore edilmiş 450 yıllık ev, eski bir avlusu var. Yahudi sahiplerinin hatıralarını gizlemektedir. (Ahşap tavanda oyulmuş Davut Yıldızı’nı arayın). Yemek menüsü olarak kebaplar, ızgara balıklar ve salatalar sunulmaktadır ve muhtemelen Diyarbakır’a özel çay arkadan servis edilecektir.
Diyarbakır Kiliseleri ve Camileri
Bu kadar eski bir şehir medeniyetlere beşik olmuş bir şehir elbette farklı ırktan insanları bağrında topluyor. Diyarbakır topraklarında Kürt, Türk, Ermeni, Rum, Keldani, Süryani, Arap vb birçok halk var. Ve elbette bu ırkların dini inanışlarından yemek kültürlerine birçok farklılık yüzyıllar içinde iç içe geçerek zenginliğe dönüşmüştür. Aşağıda size gezebileceğiniz kiliselerin ve camilerin listesini sunuyoruz;
-
Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi
-
Surp Gıregos (Ermeni) Kilisesi
-
Mar Petyun (Keldani Katolik) Kilisesi
-
Saint George (Kara Papaz) Kilisesi
-
Ulu Cami
-
Kale Cami
-
Dört Ayaklı Minare Cami
-
Safa Cami
-
Fatih Paşa Cami
-
Behram Paşa Cami
-
Melek Ahmet Paşa Cami
-
Nebi Cami
-
Hazreti Ömer Cami
-
Ali Paşa Cami
-
İskender Paşa Cami
-
Sahabeler Türbesi
İç Kale Camisi’nin bitişiğinde yer alan türbenin girişinde bir yazıta rastlayacaksınız. Bu türbeyi yaptıran kişi ile ilgili bir bilgilendirmedir. Dışarıdan kubbeli ve yarım kubbeli mekânın ışık oyunları dışarıdan gözlemlenebilmektedir.
Diyarbakır ve Meşhur Köprüleri
Köprüler bin yıllar boyunca en önemli geçiş ve kontrol noktalarından biri olmuştur. Şimdi size Diyarbakır’da yer alan meşhur köprüleri sıralayacağız;
-
Dicle ( On Gözlü Köprü) Köprüsü
-
Devegeçiti Köprüsü
-
Halilviran Köprüsü
Binlerce yıllık bir tecrübe sonucu gelişen Diyarbakır’ın evleri; şehrin tarihi kimliğine ve iklim şartlarına en uygun duruma gelmiştir. Kullanılan malzemeler ve farklı kültürlerin farklı tercihlerde ev yapıları kendine özgü karakteristik özellikler taşıyan bir mimari doğurmuştur. .