İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında Eminönü’de bulunuyor. Eminönü’nde bölgenin tarihine tanık olma fırsatı elde edebilir ve uygun şekilde alışveriş yapabileceğiniz pek çok mekan görebilirsiniz. Bunun yanında meşhur balık ekmeği yiyebileceğiniz ihtişamlı bir manzaraya sahip olan çok sayıda restoran bulunmaktadır. Ülkenin en çok turist çeken noktalarından biri olarak ön plana çıkan Eminönü’nde gezilecek yerler ise şu şekilde sıralanıyor:
Galata Köprüsü
Eminönü ile Karaköy aralığında bulunan bu köprü Haliç’in iki yasını bir araya getiren bir köprüdür. Balık tutmak için ideal noktalardan biri olan Galata Köprüsü, bölgenin manzarasını en detaylı şekilde görmek için tercih edebileceğiniz konumlardan biridir. Özellikle bölgeyi biraz daha yakından keşfe çıkmak isterseniz buraya yaya olarak ulaşmayı düşünebilirsiniz.
Mısır Çarşısı
Eminönü’nün en fazla turist çeken adreslerinden biri olan Mısır Çarşısı, Çiçek Pazarının yanı başında yer alıyor. Nostaljik bir havaya sahip olan bu çarşıda, bitki kökleri ve baharatların karışık kokusunu duyabilmek mümkündür. Ziyaretiniz sırasında pek çok ürünü oldukça düşük fiyatlar üzerinden satın alma şansı elde edebilirsiniz. Dükkanların arasında yoğun bir ilgi alan şarküteri, kuruyemiş marketleri de kendisini burada sıklıkla gösteriyor.
Yeni Cami
Yerli yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan Yeni Cami, mimari yapısıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. İç dekorasyonu da oldukça başarılı olan caminin temelleri 1597’de atılmıştır. Özellikle Eminönü gezisini daha zengin bir hale getirmek isteyenlerin bu eseri de görmeleri tavsiye ediliyor. Yeni Camiyi görmeden geziyi sonlandırmayı düşünmek ise çok büyük bir kayıp olabilir.
Yerebatan Sarnıcı
Bölgenin en eski sarnıcı olarak bilinen Yerebatan sarnıcı, Ayasofya’nın batısında bulunuyor. Diğer adı Bazilika sarnıcı olan bu sarnıç, özellikle yabancı turistlerin büyük ilgisini toplayan adreslerden biridir. Günümüzde halen su içinde bulunan bu eser, bölgenin su ihtiyacını karşılamak için yapıldığı biliniyor. Kuruluşunun ise ilkçağ dönemine kadar uzandığı biliniyor.
Gülhane Parkı
Topkapı Sarayının bahçelerinden biri halinde olan Gülhane Parkı, güllerin ve lalelerin yuvası olarak biliniyor. Tarihi uzun bir döneme yayılmış Gülhane’nin park haline getirilmesi ise 1912 yılına denk gelir. Özellikle Eminönü’ne ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken bu adres geziye iyi bir mola vermenize aracı olabilir.
Rüstem Paşa Cami
Osmanlı’dan kalma en önemli eserlerden biri olan Rüstem Paşa Cami, mimari yapısı ve iç dekorasyonu ile dikkatleri üzerine topluyor. Eminönü Hasırcılar Çarşısında yer alan bu camiyi ünlü yapan diğer konulardan biride İznik çinileridir. Görkemli bir iç tasarıma sahip olan cami, yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri olmuş durumda. Eminönü’ne gideceklerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bu cami, gezi planının biraz daha zengin oluşturulmasına neden olabilir.
Beyazıt Meydanı
Beyazıt gezilecek yerler arasında ilk sıralarda bulunan Beyazıt Meydanı, bölgeyi en iyi şekilde tanımak için gezmeniz gereken adreslerden biridir. Tarihi sokaklarda yaklaşık olarak on dakikalık bir yürüyüşün hemen ardından Beyazıt Meydanına varabilirsiniz. İstanbul’un en önemli sosyal merkezlerinden biri haline gelmiş olan bu meydan, ayrıca pek çok dizi ve filmin çekildiği yerlerden biridir.
Bu meydanda aynı zamanda Sultan 2.Beyazıt tarafından yapılan ünlü Beyazıt Cami’de yer alıyor. Tarihi dokusu halen korunmaya devam eden bu caminin hemen arkasında ise Beyazıt Sahaflar çarşısı bulunur.
Hünkar Kasrı
Yeni cami’nin yanında yer alan Hünkar kasrı, gezildiğinde hafızalara kazınacak adreslerden biri durumundadır. Buraya bir gelen bir daha kesinlikle unutamıyor. Zaman içinde hasar alan bu yapının yeniden restore edilişi ise 2010 yılına dayanıyor. Ahşap mobilyalar, çinilerle oldukça ayrı bir yere sahip olan bu eser, sultanların yaşam yerlerinin görülmesi için mutlaka mola verilmesi gereken noktalardan biridir.
Ahi Çelebi Camii
Ahi Çelebi Camii’nin etrafında çok sayıda büyük yapılar bulunduğundan dolayı zamanla gözden kaçtığı biliniyor. Ancak bölgeyi daha yakından tanımak isteyenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken camilerden biri olarak ön plana çıkıyor. Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen bu caminin 1539 yılında çıkan yangın nedeniyle büyük bir hasar aldığı bilinen durumlar arasında. Yeniden restore edilen bu cami, bölgenin bir nevi en eski eserlerinden biri olarak biliniyor.
Türkiye İş Bankası Müzesi
Türkiye İş Bankası tarafından 2005 yılında kurulan bu müze, bankanın kuruluşundan günümüze kadar var olan zaman aralığındaki filmler, belgeler, fotoğraflar ve objeleri sergiliyor. Zengin bir koleksiyona sahip olan bu müze, Osmanlı döneminde ise İstanbul Postanesi olarak kullanılıyordu. Her gün ziyarete açık olan bu müzenin, yalnızca resmi tatil günlerinde kapalı olduğunu belirtmek gerekir.
Özellikle tarihe meraklı olanların mutlaka gidip görmesi gereken sayılı yerlerden biridir. Burada ailenizle birlikte oldukça eğleneceğiniz bir mola verebilir ve tarihe çok daha yakından tanık olma fırsatını bu sayede basit bir şekilde elde edebilirsiniz.
Dördüncü Vakıf Han
İstanbul’un en ihtişamlı yapılarından biri olan Dördüncü Vakıf Han, Kemaleddin Bey tarafından 1911’de tasarlandı. 1. Dünya savaşı nedeniyle uzun zaman boyunca bir türlü tamamlanamadı. 2000’li yılların başında mahkeme olarak kullanılan dördüncü Vakıf Han, 2006 yılına geldiğinde ise beş yıldızlı bir otel olarak kullanıma sunulmuştur.
Kadırga Hamamı
Bölgenin en çok ziyaretçi çeken adreslerinden biri olan Kadırga Hamamı’nın 300 yıla uzanan büyük bir geçmişi bulunuyor. Tarihin izlerini fazlasıyla yaşatan bu hamam, günümüzde de halen kullanılmaya devam ediliyor. Yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği hamam, özellikle iç dekorasyonu nedeniyle beğenileri toplayan noktalardan biri olarak ön plana çıkıyor.
Dıştan da hemen fark edilecek bir yapıya sahip olan bu hamamı ziyaret etmeden geziyi sonlandırmak ise çok büyük bir kayıp olabilir. Bu nedenle gezi planına bu hamamı da ekleyerek bölgenin daha iyi bir şekilde tanınması sağlanabilir.
Büyük Postane
Bölgenin dikkat çekici noktalarından biri olan bu postane, Mısır Çarşısının yakınında yer alıyor. Ülkenin en büyük postanesi olarak bilinen bu yapının 1904’te kurulduğu biliniyor. Kurulduğu ilk yıllarda posta ve telgraf kütüphanesi için tasarlanan bu yapı, daha sonrasında ise bir postaneye dönüştürülmüştür.
Günümüzde ise İstanbul Avrupa Yakası PTT başmüdürlüğü olarak halen hizmet vermeye devam ediyor. Bunun yanında yapının PTT müzesi olarak içinde açılan bir müzesi de bulunuyor. Müzeyi ziyaret ederek sektöre dair eserlerin görülmesi sağlanabilir.
Süleymaniye Camii
Süleymaniye gezilecek yerler arasında ilk sıralarda bulunan bu camii, bölgenin en güzel parçalarından biri olarak ön plana çıkıyor. Fatih’in en önemli eserlerinden biri olarak bilinen cami, Mimar Sinan tarafından kalfalık eseri olarak adlandırılıyor. İstanbul’a gelen yerli ve yabancı çoğu turistin ilk olarak ziyaret ettiği yerlerden biri olan bu cami, özellikle bölgenin dokusuna daha yakından tanık olmak isteyenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken adreslerden biri olarak biliniyor.
Bunun yanında külliyenin diğer yapılarını da bu gezi programına mutlaka eklemeniz tavsiye edilen şeyler arasında bulunur. Bu şekilde gezi planını biraz daha zengin bir hale getirebilir ve bu bölgeyi çok daha iyi bir şekilde tanıma fırsatı elde edebilirsiniz.