Antalya’nın Kalkan beldesine bağlı Gelemiş köyünde konumlanan Patara, bu bölgenin en özel antik kentlerinden biri olarak biliniyor. Bir Likya kenti olan Patara’nın Demir Çağı’na kadar uzanan köklü bir geçmişe sahip olduğuna inanılıyor. Geçmişte Hititler, Likyalılar, ve Bizanslılar gibi farklı medeniyetlerin yaşam alanlarından biri olan Patara Antik Kenti, Caretta Caretta’ların yumurtlamak için tercih ettiği sahillerden birine de ev sahipliği yapıyor.
Patara’nın Tarihsel Yolculuğu
Hem konumu hem de tarihi mirasıyla Antalya’nın bir yansıması olan Patara, Hitit dilinde bulunan Patar kelimesinden türemiştir. ‘’Işık Ülkesi’’ olarak bilinen Likya Uygarlığı’nın başkentlerinden biri olan Patara Antik Kenti, bu uygarlığa ait birçok yapıya rastlayabileceğiniz bir kent. Konumu dolayısıyla tarih boyunca ele geçirilmeye çalışan bir kent olan Patara, Xanthos Vadisi’nden denize ulaşılan tek limana sahip olması sebebiyle deniz ticareti yapan uygarlıkların yakından tanıdığı bir kentti.
Bölgede uzun yıllar boyunca devam eden kazıların sonucunda bu kentin tarihinin MÖ 8. yüzyıla kadar uzandığı ortaya çıktı. Demir Çağı ve Orta Tunç Çağı’na şahitlik eden bir kent olarak karşımıza çıkan Patara, Likya Uygarlığı’nın üç oy hakkına sahip olan altı kentinden biri. Likyalılar için özel bir kent olan Patara, uzun yıllar bu uygarlığın başkenti olarak kullanılmış.
Helenistik Dönem’in izlerini taşıyan bir antik kent olan Patara, uzun yıllar Likya Birliği’nin bir kenti olarak kaldıktan sonra Roma İmparatorluğu’nun bu bölgeyi fethetmesiyle birlikte Romalılar’ın egemenliği altına girer. Roma İmparatorluğu’nun en önemli deniz üslerinden biri olarak bilinen Patara, MS 43 yılında Likya Uygarlığı’nın Roma egemenliğine girmesiyle birlikte yeniden başkent olur.
Tüm bunlara ek olarak, Yunan mitolojisine ait tapınak ve yapıları da içinde barındıran Patara’nın Apollon’un kehanet merkezlerinden biri olduğuna ve Büyük Apollon Tapınağı’nın bu bölgede konumlandığına dair oldukça güçlü bir inanç var. Hristiyanlar için kutsal bir anlam taşıyan Noel Baba figürünün temsilcisi Saint Nicholas’ın da yine bu bölgede yaşamış olduğu rivayet ediliyor.
Farklı inanç ve kültürler için oldukça önemli bir antik yapı olan Patara, etkileyici hikayesiyle ve yapılarıyla ziyaretçilerine tarihsel bir yolculuk yapma fırsatı sunuyor. Antalya otellerinde bulabileceğiniz konaklama fırsatlarıyla dilerseniz bu bölgeyi ziyaret edebilir ve Patara’nın tarihine kısa bir yolculuk yapabilirsiniz.
Patara Antik Kenti’nde Görebileceğiniz Yapılar
Tarih öncesi dönemlere kadar uzanan bir geçmişe sahip olan Patara Antik Kenti birçok değerli antik yapıya ev sahipliği yapıyor. Mitolojik olarak kutsal topraklar üzerinde kurulu olduğuna inanılan Patara, ilk uygarlıkların Anadolu’da kurulduğuna dair birçok delil ve kanıt sunuyor.
Bu kanıtlardan biri olarak, dünyanın ilk demokratik meclisi olduğu düşünülen Likya Birliği Meclis Binası’nı gösterebiliriz. Kurşunlu Tepe’ye yaslanmış antik tiyatro da bu bölgede yaşayan uygarlıkların sosyal ve kültürel hayatlarına dair izlere rastlayabileceğiniz yapılar arasında bulunuyor. Su kemeri, Vespasian Hamamı, Korinth Tapınağı ve Roma Zafer Takı gibi farklı uygarlıklardan miras kalan eserleri de görebileceğiniz Patara, Anadolu’da kurulan ilk telsiz telgraf istasyonunu da görebileceğiniz özel bir antik kent.
Anadolu’dan Roma’ya nakledilecek tahılların tutulduğu bir depoyu da görebileceğiniz Patara Antik Kenti, dünyanın en eski deniz fenerini de içinde barındırıyor. Oldukça büyük bir alana yayılan Patara Antik Kenti’nde ticaret için büyük bir önem taşıyan antik limanı da bu bölgeye gitmişken ziyaret etmenizi öneririz.
Tarih öncesi dönemlerde kurulan limanıyla bizleri deniz ticaretinin başladığı yıllara götüren Patara Antik Kenti, küçük kum tepelerinin çevrelediği uçsuz bucaksız bir sahil yoluna sahip. Doğal güzellikleri, turizm bölgeleri ve antik kentleriyle gerçek bir Akdeniz şehri olan Antalya’da Holimax otellerinde konaklayarak Patara Antik Kenti’ni ziyaret edebilir ve tatilinizi keyifli hale getirebilirsiniz.
