Girit ve Midilli Adası’ndan göçen Türkler, Cunda Adası’nın büyük çoğunluğunu oluşturur.  Şuanda Cunda adası, yanı başındaki Ayvalık tatil beldesinden çok daha popüler haline gelmiş bir yer olarak karşımıza çıkıyor. Cunda Adası’na hem kara yolu hem de deniz yolu ile ulaşabilmeniz mümkündür.  Bölgeyi arabayla dar sokaklarında tehlikeli yollarda gezmektense arabanızı sahile park edip ada içindeki gezinizi yürüyerek yapmanızı tavsiye ederiz. Cunda Adası gezi notları yazısı boyunca çok önemli yerlerden bahsedeceğim ancak bunlardan önce Holimax önerileri ile Cunda Otelleri inceleyebilirsiniz.

Agios yannis kilisesi ve değirmeni

Agios Yannis Kilisesi ve Değirmeni

Cunda Adası’nın en tepelerinden birinde, halkın Âşıklar Tepesi ismini verdiği bir yer bulunmaktadır. Eski zamanlarda Edremitli iki keşişin tepeyi keşfederek Aziz Yahya için yaptıkları bir kilisedir.  Mübadele döneminde şapel ve kilise terk edilmiş ve 1944 senesinde meydana gelen bir depremle büyük hasar görmüştür. Çatısı çöken ve uzun bir süre o şekilde kalan kilise Rahmi M.Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı bu yapıyı koruma altına almıştır. Agios Yannis Kilisesi ve Değirmeni 1989 1. Derecede arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. 

Cunda sahil çarşısı

Cunda Sahil Çarşısı

Cunda sahilinde yürümek, size bambaşka bir mutluluk verecektir. Bu sahilde yürümeye devam ettiğinizde Sahil çarşına ulaşırsınız. Burada bulunan çarşıda kendinize ve sevdiklerinize çok tatlı hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Ayvalık ve Cunda’da mutlaka alıp denemeniz gereken ürün organik zeytinyağıdır. Birbirinden güzel takılar, süsleri ve magnetleri bu çarşıda bulabilirsiniz. 

Taş Kahve 

Cunda’da en popüler yerlerden biri Taş Kahve’dir.  Burası adanın hem popüler hem de tarihi yerlerinden biridir. Sahilin tam ortasında yer alan ünlü kahvenin geçmişi Giritli Hüseyin Bey’e kadar gitmekte. Tarihçeye göre Giritli Hüseyin Bey Resmo’da yani Girit’in 3. Büyük şehrinde aynı isimde kahve işletmiştir. Mübadele zamanı oğlu ile beraber Cunda’ya yerleşme kararı alır fakat ömrü yetmez. Sonrasında oğlu Cunda’ya gelir ve babasının izinden giderek ufak bir kahve işletir. Bugün Taş Kahve bölgenin en popüler ve sevilen yerlerinden. Damla sakızlı kahvesi ile ünlü olan kahve, geçmiş ve geleceği aynı yerde yaşatıyor. Ada yürüyüşünüzü yaptıktan sonra Taş Kahve’ye dönüp burada keyifle soluklanabilirsiniz.

Taksiyarhis kilisesi

Taksiyarhis Kilisesi (Rahmi M. Koç Müzesi)

Ayvalık ve Cunda’da bir adet Taksiyarhis Kilisesi yer almaktadır. Ayvalık’taki kilise günümüzde anıt müzesi olarak kullanılırken 1873’te Cunda’da inşa edilen kilise ise Rahmi M. Koç Müzesi olarak hizmet vermektedir. Kilise, Hristiyan ve Müslümanların zamanında birlikte yaşadığı bir bölgede bulunuyor. 1873 yılında inşa edilen kilisenin merdivenleri ve kapı sütunlarında sarımsak taşı kullanılmıştır. Neo klasik mimaride olan yapı bazilika tipinde ve tek kubbeli, dikdörtgen planlıdır. Kilisenin çanı 2. Dünya Savaşı esnasında halka haber verilmesi için yapılmış, şu an da bu çan Bergama Müzesi’nde sergileniyor. 2011 yılında Rahmi M.Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından kiralanan kilisede çok başarılı restorasyonlar gerçekleştirilmiştir. Günümüzde hala müze olarak hizmet vermeye devam ediyor. 

Ay ışığı manastırı

Ay Işığı Manastırı

Cunda Adası’nın kuzeyine doğru uzanan Patriça’da önemli tarihi yapılardan biri olarak bilinen Ayışığı Manastırı yer alıyor. Sarımsak taşından yapılan ve Bekâr Kızlar Manastırı olarak da bilinen yapı tarihinin 16. Yüzyıla kadar dayandığı düşünülüyor. Geçen günler ve yıllar tarafından zarara uğrayan yapı Suzan Sabancı tarafından restorasyon ile müzeye çevrilmiştir. 

Sarımsak Taşı Örneği

Tımarhane adası

Tımarhane Adası

Cunda Adası gezilecek yerler içerisinde en ilginç olan yer burası diyebiliriz. Rivayete göre Osmanlı Dönemi’nde Ayvalık ve Cunda’da yaşayan Rumlar fazla içki içmeleri sonucu akılları başlarına gelmesi amacıyla bu adaya bırakılırmış.  Tımarhane Adası sahip olduğu sert rüzgârları ile ünlüdür. Sözde bir inanışa göre buraya bırakılan alkollü insanların akılları başına gelirmiş. Adada birde Agia Paraskevi isminde bakımsız bir manastır yer alıyor. Bu manastırdan geriye sadece ufak bir kısmı kalmıştır. Aslında özellikle gezmenize gerek yok Cunda Adası çevresinde gezerken Tımarhane Adası’nı da uzaktan izleyebilirsiniz. 

Despot evi

Despot Evi

Rumlar tarafından yapılan Despot Evi, Cunda Adası’nın en önemli yapılarından biridir. Ev hakkında enteresan bir hikâye vardır. Rumlar, Yunanistan devlet olduğunda mutluluktan Despot’a yüklü bir bağışta bulundular. Despot bu paranın bir kısmı ile 1862 yılında bu tarihi yapıyı inşa ettirip rahat bir hayat sürer. 1877 yılında yaşanan bir baskında Despot evinde öldürülür ve söylentiye göre de parasının yerini kimseye söylemeden öldürülür.

Yorum Yazın