Ege Bölgesi’nin en güzel şehirlerinden birisi de Denizli! Türkiye’nin yaşamaya elverişli şehirlerinin başında gelen Denizli; ılıman iklimi, ulaşım imkanı ve uygun yerleşim alanlarının çokluğu ile dikkat çeker. Pamukkale ve Merkezefendi; Denizli’nin en gelişmiş iki ilçesidir. Denizli; kalabalık bir şehir değildir. Bu yüzden, tatilini farklı bir şehri gezerek geçirmek isteyenlere hitap eder. Siz de Denizli gezi rehberi yazımız sayesinde bu güzel şehirde nereleri gezip görmeniz gerektiği hakkında bilgi alabilirsiniz. Hadi başlayalım!

Tripolis Antik Kenti

Denizli’nin Buldan ilçesi sınırlarında kalan bu antik kenti mutlaka görmelisiniz. Bilhassa eski medeniyetlere ilgi duyuyorsanız yolunuz buraya düşmeli! Lidyalılar tarafından kurulmuş bir antik kenttir. Hatta, ilk dönemlerdeki adının Apollion olduğunu söylemek gerekir.

Tripolis Antik Kenti; sahip olduğu özelliklerle dikkat çeker. Menderes nehrinin çok yakınında kurulmasından mütevellit verimli ovalara sahiptir. Bunun yanı sıra, Lidya uygarlığı ile Frigler ve Karyalılar arasında bir sınır oluşu ile de dikkat çeker. Tripolis’in çok sayıda önemli yapısı vardır. Kenti çevreleyen surlarının yanı sıra su yolları, Nekropol, 8 bin kişi kapasitesiyle dikkat çeken tiyatrosu, Roma gelenekleri dikkate alınarak tasarlanmış hamamı; antik kentin öne çıkan detayları arasında bulunur.

Tripolis Antik Kenti; Roma döneminin Anadolu’daki merkezlerinden birisi oluşuyla dikkat çeker. Üç farklı medeniyetin kesiştiği bir noktada kurulmasından mütevellit değer taşır. Çok kültürlü bir yapı oluşuyla taraflı tarafsız herkesi kendisine hayran bırakır. Günümüze kadar ulaşması ciddi bir avantajdır. Buldan’a 15 km uzaklıktadır. Bilhassa İstanbul’dan gelmeyi düşünüyorsanız 6 saat 30 dakikalık bir yolculuğun sizi beklediğini söyleyebiliriz.

Tabea Antik Kenti

Denizli; bilhassa tatil meraklılarına hitap eden bir şehirdir. Tabea Antik Kenti; mutlaka gezilip görülmesi gereken yerler arasında bulunur. Denizli – Muğla karayolunda yer alır. Buraya ulaşmak isteyenlerin ilk olarak Denizli’nin Kale ilçesinin merkezine gitmesi şarttır. İlçe merkezinden Tabea Ören yerine gelinmesi gerekir.

Tabea Antik Kenti; Helenistik dönemden günümüze kadar varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Antik dönemde sahip olduğu önem ile bilinir. Hatta, bu dönemde antik kent adına sırasıyla gümüş ve bronz olarak silke bastırılmıştır. Antik kentin geçmişten bu yana stratejik bir konumda yer aldığını söylemek gerekir. Bilhassa antik dönemin önemli ticaret merkezlerinden birisi oluşuyla bilinir. Büyük İskender’in fethettiği şehirlerden birisi oluşu da farklı bir detaydır.

Tabea Ören yerinin içerisinde kayaya oyulmuş nişi binalar ve tek odalı evler ve camiler yer alır. Yolu Denizli’ye düşen herkesin görmesi gereken bir yerdir.

Çardak Kervansarayı

Denizli – Ankara karayolunun takip edilmesiyle beraber Çardak ilçe merkezine ulaşılır. Buna ek olarak, Denizli otogardan Çardak ilçesine minibüsler sayesinde gitmek mümkündür. Kervansaray ilçe merkezinin batı kısmındaki yerleşim bölgesi içerisinde bulunur.

Çardak Kervansarayı; Denizli’nin tarihi değerlerinin başında gelir. Burada yer alan yedi satır kitabesine göre bu kervansaray Alaeddin Keykubat zamanında inşa edilmiştir. 1230 yılının Ramazan ayında bitirildiği söylenir. Doğu – batı doğrultusunda inşa edilen bu kervansarayın mimarisi oldukça dikkat çekicidir. Geniş kare avlusu ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanır. Buna ek olarak, sahip olduğu diğer özelliklerle de sultan hanlarının çok daha sadeleştirilmiş bir benzerini andırır. Çardak Kervansarayı’nın Kurtuluş Savaşı sırasında zahire ambarı olarak kullanıldığını belirtmek gerekir.

Keloğlan Mağarası

Yolu Denizli’ye düşen herkesin ziyaret etmesi gereken bir mağaradır. Her şeyden önce, sahip olduğu doğal güzelliği ile dikkat çeker. Denizli turizmi adına hayati öneme sahiptir. Mağaranın içerisindeki sarkıtları ve dikitleri ile hem yerli hem de yabancı turistleri etkiler. Hatta, kendine özgü sarkıt – dikit şekilleri ile bilinir. Bu mağara ile ilgili farklı hikayeler de bulunur.

Keloğlan Mağarası; Denizli’nin Acıpayam ilçesinde yer alır. 145 metrelik uzunluğa sahiptir. Sahip olduğu özelliklerle damlataş ormanından farksız hale gelmiştir. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu mağaraya giren herkes ilk olarak büyük bir galeri ile karşılaşır. Söz konusu galeri; binlerce yıldan bu yana varlığını devam ettiren sarkıtlardan oluşur. Sarkıt ve dikitlerin bir araya gelerek oluşturduğu sütunlar ve traverten oluşumlar da mağaranın herkesi şaşkınlığa uğratacak kadar gizemli bir atmosfere sahip olmasını sağlar.

Hierapolis Antik Kenti

Denizli denildiği zaman herkesin aklına termal oteller ile Pamukkale gelir. Herkesin ölmeden önce en az bir defa Pamukkale’yi ziyaret etmesi tavsiye edilir. Bu noktada, her yıl hem yerli hem de yabancı olmak üzere çok sayıda kişinin ziyaret ettiği Pamukkale Travertenleri’nin hemen yanında bulunan Hierapolis Antik Kenti’nden bahsetmek gerekir.

Hierapolis Antik Kenti; son derece iyi bir şekilde korunarak varlığını günümüze kadar sürdürmeyi başarmıştır. Özellikle antik kent kazıları sayesinde ortaya çıkarılan heykeller ve diğer kalıntılarla bilinir. Son olarak, bu kentin Arkeoloji literatüründe Holy City (Kutsal Kent) olarak adlandırıldığını söylemek gerekir.

Taşdelen Yaylası

Çam ormanlarıyla kaplı olan Taşdelen Yaylası; Denizli’nin en güzel yerlerinin başında gelir. Babadağ Dağı’nın kuzey yamaçlarında bulunan bu yayla; taraflı tarafsız herkesi büyüleyecek kadar güzel çam ormanlarıyla kaplıdır. Herhangi bir tesisin olmadığı bu yayla sayesinde temiz hava almak ve doğayla iç içe olmak mümkün hale gelir. Buna ek olarak, hem günübirlik geziler hem de kamp yapmak için son derece uygun bir yerdir. Yılın her döneminde ziyaretçinin eksik olmadığı bir yerdir.